Ökkeş Ağaoğlu KİTAP Fuarı oldukça kalabalıktı... Gençliğin kol gezdiği muhteşem standlar daha bir güzel... Ama bu güzelliği koruyan ve her zaman gençliğe hitap eden ve etme sanatını hakkıyla veren ve ödeyen çok değerli yazar arkadaşımla birlikteydim... Önce "Stand nedir acaba?" diye bir soru aklıma takılıverdi... Bildiğiniz gibi standlar iki ayrı fikre hürmet ederler ve hatta hizmet ederler... Bunlar (klasik) ve (Özel stand)'lar olarak karşımıza çıkıverir... Yani "Klasik standlar hazır ölçülerle yapılan fuar standlarını oluştururken... Özel standlar talebe yönelik olarak" dizayn edilirler... Ama gelin görün ki yazarlarımız o kadar muhteşem kitaplar yazmışlar ki, standların her ikisinde de hakkını veriyor... Çünkü standların her türlüsünü fuarlarda görmemiz sizi şaşırtmasın... İşte bu standlar içinde tanıdığım çok kıymetli kitap yazarımız Bilge Öztoplu, her zaman yerini alan muhteşem bir insan... Böylesi bir şahsiyeti satır aralarında sörf ederken bilmek ve tanımak başka bir şey... Hem satırlara hükmetmek... Hem Atatürkçü olmak... Hem siyasal gerginliklere çok nazik cevap vermek... Ve hem de dinler arası gerginliği su yüzüne çıkarmaya çalışanlara karşı dik durmak daha farklı bir şey... Hatta kolay değil... Bu kolay olmayanı başaran sevgili yazarımız Bilge'nin duruşu her zaman daha farklı ve daha bir güzel olmuş...
BİLGE HANIM BİZE NELERİ HATIRLATTI?.. TABİİ Kİ ESKİ MİLLİYET'İMİ... GAZETEMİN BİR OKUL GİBİ SAYFALARINI HATIRLATTI... GAZETECİLİĞİ İŞLEYİŞİMİZ VE ÖĞRETİ VE SİYASET DALINDA YAZARLARIN KIYMET-İ HARBİYESİ ÇOK BÜYÜKTÜ... AMA BU BÜYÜKLÜĞÜ BERTARAF EDEN ZİHNİYETİN YANINDA YER ALAN BAZI YANDAŞ YAZARLARA BAKTIKÇA, BİLGE'NİN DEĞİL ELİNE SU DÖKMEYİ... YANINDAN DAHİ GEÇEMEYECEĞİNİ ANLARSINIZ... Geçmiş yıllarımıza baktığımızda kimlerin geldiğini... Kimlerin nasıl geçtiğini görüyorsunuz... Ama sizi en çok etkileyenin çağdaş ve modern bir gazete olan Milliyet'i rahatlıkla görebiliyorsunuz... Ama hangi Milliyet'i?.. Tabii ki geçmiştekini... Bugünkü Milliyet'in kıymet-i harbiyesi var mı?.. Manşetleri diğer gazetelerle aynı çıkıyorsa (Ki çıkıyor), demek ki yokmuş... "Böylesi gazetelerde yazarlık yapmanın ayıp tarafı var mı?" derlerse... Elbette var ve bunun cevabı, diğer gazetelerle aynı manşeti paylaşan gazetede yazarlık yapmak olmalıdır... Hem yanlış ve hem de ayıptır... Atatürkçü, laik ve demokratik parlamenter sistem içinde göz göre göre diğer gazetelerle aynı manşeti paylaşmak ve piyasaya çıkmak en azından etik değil... İşte tam da burada sevgili yazarım Bilge Hanım'ın değişmeyen satırları... Değişmeyen düşünceleri... Ve kalemine hakim olması onu kutsallaştıran en büyük nedenlerden biridir... Konusu ve sanatsal etkinliği öylesine vurucu ki, dün çıkardığı kitap ile bugün çıkardığı kitabın önsözü... İçeriği... Düşüncelerdeki anlamı aynı kapıya çıkar... "Nedir o?" derseniz... Elbette ki öğreti sanatı... Sanatı, kalemindeki harflerin doğru yerlerde kullanmasıyla ilgili... Ama bunun yanında hiç kendi düşüncesini değiştirmeden ve yolunda kıvırmadan dümdüz giden Bilge'nin şahsi eğitim dalına (kibirle) kim tutunabilir?.. Hiç sanmıyorum ki, tutunamaz. Tutunanlar ise bellidir... Kısaca eğitmen yazarı tanımak ondan çok değerli düşünceler almak demek... Tıpkı "Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum" diyenler gibi... Tıpkı, "İlim ve bilim Çin'de ise de git oku" denilmesi gibi... Bilge'yi tanıyınca bu tarihi cümlelerin ne kadar doğru olduğunu anlarsınız... Neden mi?.. Çünkü yazarlık kolay değildir... Eğer ki Bilge gibi başarılıysanız ve herhangi bir yere veya kuruma vekil veya başkanlık için adaylığınızı koymuşsanız hemen sizin yanlışınızı bulmak için kitaplarınızı ve eğitim dalında verdiğiniz doneleri tek tek incelemeye çalışırlar... Daha doğrusu yazar olduğunuz için, yazdığınız kitaplarda bir veya iki satır yanlışınızı bulmaya çalışırlar. Onun içindir ki yazarlık çok zordur... Kimileri "Kolay canım" derler... Ama çok zordur... Hele ki bir - iki satırdan doğan bir yanlışınız olmuşsa, değil 10, bilemediniz 20 sene sonra bile karşınıza çıkarabilirler. Onun içindir ki kitap yazmadaki emeğin haddi hesabı yoktur... Çünkü çok büyük bir sorumluluktur...
ÖĞRETİDE DİJİTALİ YAKALAYAN... EVRENSEL KATILIMA KATKI SAĞLAYARAK EĞİTİM DÜZEYİNİ ÜST SEVİYELERE ÇIKARAN YAZARIMIZ BİLGE, HER ZAMAN PROFESYONEL YAKLAŞMAKTA... YAZAR, EĞİTMEN, PROFESYONEL KOÇ, NLP, TRANSANSİYONEL ANALİZ VE DUYGUSAL ZEKA UYGULAYICISI, İLİŞKİ VE TAKIM KOÇU, REGRESYON UZMANI... BUNLAR BİLGE'NİN BİLGELİĞİNİ ORTAYA KOYAN EĞİTİM DALLARI... Zihni kontrol altına alma yönteminden tutun, diğer farklı dillerle telaffuz ettiğimiz eğitmenlik dalını çok iyi hedefleyen... Sanatsal dallarda adeta sörf eden Bilge'nin uzmanlık dalını saymakla bitmez... Kendini çok iyi yetiştirdiğine inandığım yazarıma yol göstermek değil, aksine onu takip etmek gerekir... Yurt dışı ve yurt içi çalışmalarını takip ettiyseniz O'nun nasıl farklı kulvarlarda gezindiğini... Eğitim alanındaki sorunlara açıklık getirmek için neleri ve hangi doneleri önümüze koyduğunu... Sunumlarıyla sosyal medyada da oldukça paylaşım yaparak nasıl uyarı niteliği taşıdığını görebilirsiniz... Takip edenleriniz zaten bunu bilirler... Ama bunun yanında hem yazılı ve hem de görsel basında da yer alması ayrı bir çalışmayı içermekte... Evet, bu kadar beceriyi bir arada tutmak ne demek?.. Çok çalışmak demek... Aynı şekilde bazı kısa ve öz satırları da var ki, çok güzel mesajlar içeriyor... Örneğin, "Ruh huzuru, nefs mutluluğu ararmış… Vade süresini de dikkate alarak seçiminizi yapın derim…" Çok derinlere inen bir mevzuyu iki satıra sığdıran yazarımız aynı şekilde, "Güzel bir İLİŞKİ, değer arayışı bittiğinde başlar"daki mesajı da bazı eğitsel örnekleri tamamlayan güzel bir ifadesi... Hele ki, "Dış dünyadan kendimize baktığımızda belki yeşil sulu güzel bir ELMA’yız, içimizden dışarıya baktığımızda ise önce kendimize sonra da herkese faydalı olabilecek nefis vitaminlerin kaynağı olduğumuzu biliyor muydunuz?"la çok güzel yaklaşımı ifade ediyor... Yani diyor ki, "Dışarıdan bakışlar sizi güzel kılabilir, ama aynı derecede bunun tersi bakışla dışa yansıttığımız güzelliği verdiğimizi ve bunun farkına varmamızı" hatırlatıyor... Kısaca Bilge'yi yakalayacaksın ki, eğitimde zor olanı başarabilesin.
