Zahide Engin Uçar
Bugün #24Nisan… Sözde Ermeni Soykırımı Yalanının başlangıcı olduğu iddia edilen günün (24 Nisan 1915) yıldönümü. Bu nedenle, geçmişte Ermenilerden Ermenistan'dan özür dileyen pek çok sanatçı (!), siyasetçi (!) sosyal medyada pek çok Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı , bugün de Ermenilerden özür dilemeye devam ediyor. O olaylar karşılıklı çatışmadır… Ve bir çatışmada, çatışmayı ilk başlatanlar özür diler…
Bu aydınlar(!), Osmanlı İmparatorluğu, 1. Dünya savaşına girince, o güne kadar Millet-i Sadika olarak el üstünde tutulmalarına, Osmanlı Bürokrasisinde seçkin yerlerde bulunmalarına rağmen, emperyalist ülkelerin tahriki ile masum Türk Köylerine saldıran Ermeniler’e; Ermeni Komitacılar tarafından 1912’den 1920’ye kadar katledilen yüz binlerce Türk'ün ailesinden, Hocalı'da katliama uğrayan on binlerce Azerbaycan Türk’ünün yakınlarından, İşgal kuvvetlerinin yönlendirmesi ve Ermeni Yalancı şahitlerin ifadeleri ile idam edilen Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beyden, Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey'den, Yine Ermeni Komitacılar Tarafından şehit edilen Talat Paşa'nın, Sait Halim Paşa'nın, Cemal Paşa'nın, Bahattin Şakir'in ve Cemal Azmi Bey'in ailesinden, Refahiyede'de Ermeni Çetelerince şehit edilen büyük dedem Yzb. Fevzi Bey'den ve biz torunlarından, Katledilen diplomatlarımızdan ve ailelerinden, Orly katliamının kurbanlarından, Özür dilemelerini teklif edebilirler mi? Veya onlar adına özür dilerler mi? Yoksa, beyinleri yalnızca Türk Düşmanlığı üzerine mi çalışır? Aslında tehcir kararı bir milli refleks olması yanında uz görülü bir stratejik aklın esiridir... Tehcir kararından önce Balkanlarda Türkler; Yunan, Sırp, Bulgar zulmü ile karşı karşıya gelmiş Balkanlar'da nüfusun %60'ını oluşturan Türkler buraları terk etmek zorunda kalmıştı. 1915'te Ermeni katliamları başlayınca Balkanlar'da yaşanan katliamlar Anadolu'da da yaşanmasın, gelecekte Balkan Türklerinin balına gelenler Anadolu Türklüğünün de başına gelmesin diye "Tehcir kararı" alınmak zorunda kalınmıştır. Kurtuluş savaşı tarihini inceleyen ler görürler ki; Karadeniz bölgesinde sayıları 300 bini bulmayan Pontus Rumları Milli Mücadelede Türk Ordusu'na büyük zarar vermiştir. Eğer tehcir kararı olmasaydı emperyalistlerden destek alacak olan nüfusu bir buçuk milyon civarındaki Silahlı Ermeni Milisleri ne zarar verirdi? Belki Kurtuluş Savaşını kazanmamız riske girebilirdi.. Anadolu Türklüğü İç Anadolu'da 4-5 vilayette yaşamını sürdürmek zorunda kalabilirdi... Tehcir kararının 110. yıl dönümünde; Ermeni eşkiyalar-teröristler tarafından katledilen şehitlerimizi ve Nemrut Mustafa Divanınca Tehcir sen sorumlu tutularak idam edilenleri rahmet ve minnetle anıyorum. Yazımı Prof. Justin Mc. Carthy'nin Türk Tarih Kurumu yayınları arasına yayımlanan “Sürgün ve Ölüm - Osmanlı Müslümanlarının Etnik Temizliği – 1821 / 1922” isimli kitabındaki şu cümlesi ile noktalayayım. “Eğer 15. yüzyıl Türkleri o kadar hoşgörülü olmasaydı, 19. yüzyıl Türkleri bu kadar acı çekmezdi.” #FazlıKöksal