Ökkeş Ağaoğlu
HÜKÜMETİN ve MHP'nin Türk düşmanlığı o kadar azgınlaştı ki, artık ulusun bütün taşlarını yerinden oynatmaya başladılar. Öyle ki bunu da "Ben Müslümanım...Ben dini kuralları önde tutan dürüst bir partiyim" adı altında yapmaktalar... Tabii ona oy verenler de ne kafalarını çalıştırıyorlar...
Ne de "Ulan biz nereye gidiyoruz?.. Neden bu kadar basitleşmeye başladık?.. Neden bunlar Türklükle bu kadar uğraşıyor?.." diyerek soru sormaya çalışmıyorlar bile... Onların kafasındaki tek şey, "Laiklik Müslümanlık değil... Laiklik dinsizliktir... Atatürk de dinsizdir!" söylemiyle hareket ederek halk olarak ellerindeki bütün yetkileri AKP'ye oy vererek ve kendi elleriyle Cumhuriyeti yıkmaya çalışıyorlar... Bu konuda kullanıldıklarından haberleri bile yok. Neden? Çünkü okumuyorlar. Soru sorma kültürleri hiç yok. Biat kültürünü İslamiyet sanıyorlar. Oysa dünyada ne kadar biatçı İslam ülkesi varsa hepsi dış güçlerin boyunduruğunda yaşıyor. Bu boyunduruğu yok eden, durduran tek Müslüman lider Mustafa kemal Atatürk'tür... Ve bu lider senin ülkende yetiştiği halde yine dış güçlerin etkisiyle Atatürk'e dinsizlik suçlaması yapıştırarak "Savaşarak değil, fitnecilik ile halkı birbirine düşürerek Türkiye'yi ve Türkleri yok edebiliriz" düşüncelere hizmet ettiklerini bilemiyorlar... Bilemeyince de böylesi cahil olan toplumun olduğunda da, işte size bu günleri rahatlıkla yaşatırlar.
İSRAİL ŞU ANDA AVUCUNU OKŞUYOR... ZAMANINI VE TÜRKLÜĞE DÜŞMAN OLAN KİŞİYİ BULDUK. ARTIK ÖNÜMÜZDE KİMSE DURAMAZ DİYOR. ÇÜNKÜ İSRAİL'E DURDURAN EN ÖNEMLİ UNSUR CUMHURİYETTİ... İsrail hükümeti, tam bir cephede düşmanla savaşır gibi çalışıyor... Siyasi ayak oyunları da bu savaşın kahramanlığını devam ettiriyor... O kahramanığa üye olan AKP hükümeti ise, sırf Atatürk düşmanlığı yüzünden... Sırf "Laiklik Müslümanlık değildir"den hareket ederek pırıl pırıl düşünceyle bugünlere gelmiş ve kafasını bir türlü çalıştırmamış belirli toplumumuzun bir kesimini peşine takı veriyor. Peki bu "Takı vermek nereye kadar?" olacak derseniz... Tabii ki Türkiye'nin Cumhuriyet rejimini yıkana kadar... AKP, Cumhuriyeti yıkınca ne yapacak?.. İçleri rahat edecek... "Çok şükür Türkiye'yi böleceğiz" diyecek. "Atatürk'ün bütün ayak izlerini dünyadan silebileceğiz" diyecek. Diyelim Atatürk'ü ve Cumhuriyeti sildi süpürdü... Ne olacak?.. Biz söyleyelim: Bu tür düşmanlıklarla yetişen kişilerde vatan sevgisi beklemeyin... Çünkü bu tip insanlarda vatan sevgisi olmaz... Onlar sadece kişisel çıkarları ve düşmanlıkları için yaşarlar ve her türlü dolap çevirmeye de uygundurlar. İşte bu yüzden Atatürk Cumhuriyeti kurularak dünyanın istilacı güçlerinden kurtardı.. İşte bu yüzden Atatürk Türk Cumhuriyeti'ni kurarak bağımsızlık savaşını kazandı ve Osmanlı'nın sattığı ve zevk için dağıttığı topraklara dahil olmaması için Anadolu topraklarına sahip çıktı. Ama gelin görün ki İsrail tüm bu kahramanlıkların üzerine ölü toprağı atarak Türkiye'nin bölünmesini istiyor.... Ve onlara yardım eden de AKP oluyor... Ama bunu AKP'ye oy verenlere anlatamıyorsunuz... Çünkü onlar, Allah, din, kitap ve tabii ki de mezhep tartışmalarının tuzağına düşerek uyutulup gidiyor. Peki nereye kadar?.. Ne zaman ki bazı siyasi dertler ve çıkarlar kendilerini rahatsız edecek, işte o zaman kadar. Ama iş işten geçmiş olacak.
PKK'LI TERÖRİSTLERİN KURACAĞI DEVLETE KARŞI GELMEK İSTEYEN TAHRAN'A KARŞI BOP EŞ BAŞKANLIĞI PKK'NIN KURACAĞI DEVLETİ KORUMA ADINA İRAN İLE SAVAŞ BİLE YAPABİLECEK... Dünden gelen PKK pazarlıkları ile bugüne yansıyan bazı duyumlar insanın tüylerini diken diken ediyor... Nasıl etmesin ki... Düşünün, şehitlerimize "Kınalı Kuzularım" diyerek ağıtlar yakarken, AKP'nin PKK ile masaya oturup "PKK'lı teröristler de askere alınabilir" açıklaması ulusun yüzüne sürülen kara bir leke değil midir?.. Hatta bu kara leke şehit ailelerimizin kanına dokunmuyor mu?.. Elbette dokunuyor. Ama bu onursuzluk bir tek kesime dokunmuyor: AKP ve ona oy verenlere... Neden biliyor musunuz? İnsanın içinde şu siyasi şüpheler var da ondan... Örneğin, AKP'nin bundan bir hafta önce Kızılcahamam kampında çözüm süreci ile ilgili özel olarak şu konuşmalar oluyor: ((...Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'e “askerlik çağına gelmiş PKK’lılar ne olacak?”)) diye bir soru soruluyor... Güler'in verdiği cevap şu oluyor: ((“...Askerlik çağına gelen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı örgüt üyeleri herhangi bir eyleme katılmamış ise askerlik görevini yapmamışsa askere alınır. Bugüne kadar Kürt kardeşlerimiz hiçbir sorun olmadan askerlik yaptı orada sorun yaşanmadı...”)) Aslında o bakana şu soruyu sormak gerekmiyor mu?: "Sayın Bakan... PKK ile barış sürecine hız vermek için yapılan anlaşmalar elbette olacak... Ama bu tür anlaşmaya - Yani askerlikle ilgili anlaşmaya - nasıl sıcak bakarsınız?.. Ayrıca PKK'yı besleyen ve bize düşman ettiren dış güçler (Özellikle İsrail, İran, Avrupa ve Amerika) devletleri PKK'lı teröristleri neden kendi ülkelerine almıyor?.. Asıl PKK'lı teröristleri ülkelerine alması gereken onlar değil midir?.. Ayrıca Şehitlik kurumumuzun milli ve ruhani yapısını düşünerek bu tür anlaşmaya nasıl sıcak bakarsınız?.. Bu teröristler sizin ailenizden birini veya birkaçını öldürmüş olsaydı, siz bu konuşmayı normal olarak savunur muydunuz?..")) Yani siyasi olarak düşünecek olursak eğer, AKP şunu yapabilecek konuma gelmiş... Hatta getirilmiş bile... Yarın öbürgün olası bir PKK'lı teröristlerin hepsine Amerikan askeri elbisesi giydirilerek sınırlarımıza dayandırıp terörist bir devlet kurmak isterlerse... Ve bu kurulacak devlete İran olası bir şekilde savaşarak karşılık verirse, işte o bölgede İran'ın hedefinde olan PKK'lıları ve kuracakları devletin güvenliğini Türkiye'nin üstleneceği adeta ağırlık kazanıyor. Çünkü bu kadar Türk düşmanlığı ile hareket ederek PKK'lı teröristlere siyaseten kurtarıcı gözüyle bakan bir AKP hükümeti, PKK'lıları İran ve Irak'tan gelecek herhangi bir savaş oyununa karşı Türk ordusunun karşı çıkacağı ve karşılık vereceği kuvvetle ihtimaller arasında gözüküyor. Söylemedi demeyin.