Ökkeş Ağaoğlu
AKP sürekli baskı yaparak bugüne kadar geldi... 23 senelik siyasi hayatı ise tam bir çıkmazda... Bugün nasıl ki hayat pahalılığı ve enflasyon zirveye doymuyorsa... AKP ve onun sarayı da koltukta oturmaya doymuyor... Ve o koltuğa öylesine yapışmışlar ki, neredeyse kaynak yapılmışcasına makam arabalarının bagajına bile o koltuğu koyacak kadar abartılı bir zihniyetle hayatlarını sürdürüyorlar. Ama zirveden büyük hızla zirvenin dibini boyladıklarının farkında dahi değiller...
Bugün (dün) CHP İstanbul İl Başkanlığı binasına giden sade vatandaşların yolları kesildi... CHP'li vekillerin bile binaya girişleri yasaklandı... Hatta binadan çıkmak isteyen vekiller ve vatandaşlar dışarı çıkartılmadı... Gerekçe ise hiçbir zaman bilimiyor... İstanbul Valisi "Ben böyle bir karar vermedim" diyerek topu başka yetkiliye atıyor... Ankara'daki AKP'li yetkililerin gıkı çıkmıyor. Çünkü belli ki bu emir Ankara'dan yapıldı ve polisler de il binasını ablukaya almış durumdalar. Oysa demokrasi ile yönetilen diğer ülkelerde partiye kayıtlı üyeler, delegeler nasıl ki parti binalarına girip, çayları ve kahvelerini yudumlayıp parti ve siyasi olayları masaya yatırarak muhabbet ediyorlarsa... Aynı şekilde İstanbul'da da bu muhabbet olacaktı. Ama olmadı. Olamadı. Hatta oldurmadılar.
SARAY, İSTİYOR Kİ CHP'YE DİZAYN ÇEKSİN VE İL BAŞKANLARI DA DAHİL PARTİ GENEL BAŞKANLARINI DA KENDİSİ SEÇMİŞ OLSUN... TIPKI MHP'DE OLDUĞU GİBİ. AMA BU ÇOK ZOR, YAPAMAZLAR... Bugün yapılan baskı, elbette cunta rejimini hatırlatıyor. Çünkü yapılan eylemler ve gösterilen polis copları sanki ülkede bir sıkıyönetim ilanı varmış gibisine bir zihniyet yerleştiriliyor. Aslında sıkıyönetim de değil. Çünkü sıkıyönetim yine bir mantıklı kararlar sıralamasına göre yapılır ve kamuoyuna bilgi verilerek nedenleri tek tek halka anlatılırdı. İster beğen - ister beğenme sıkıyönetimin kanuni yazışmaları bu şekilde olurdu. Ama gelin görün ki AKP'nin ne yazışmasına güvenilir... Ne de uyarılarına... Çünkü daha düne kadar "Normalleşme" havasıyla CHP'ye mesaj atıp genel merkezi ziyaret etmedi mi?.. Ziyaret etti.. Peki ne oldu? Hiç... Ne olacak?.. Tayyip Erdoğan genel merkez binasına gider gitmez CHP'ye saldırılarına devam etti. Yani o "normalleşme" o anlıktı... Bugün ne yapılıyor?.. CHP'ye, baba ocağına düşmanlık besleyen intikamcı kindarı bulmakta hiç de geç kalmadı. Kimden bahsediyoruz?. Elbette ki Gürsel Tekin'den.... Bir mahkeme kanalını bularak acilen bir Kayyum reçetesi hazırlayarak Gürsel Tekin'i CHP İstanbul İl Başkanlığı binasına gönderdi. Gürel Tekin ise, "Benim için burası baba ocağı" dediği il başkanlığına polis terörüyle geldi. Oraya öyle gitmekten de hiç çekinmedi. Acaba CHP'li seçmen benim için ne der diye düşünmedi bile. Kimileri der ki bu siyasete güvenilmez. Hayır efendim siyasette güvenilen isimler çoktur ama onlar gündeme gelmeyen isimsiz kahramanlardır. Ve onlar gündeme gelmeyi hata olarak görürler ve isimlerini gizlerler. Ama Gürel Tekin isminden hiç de rahatsız olmadı ve ismine Kayyum diye bir de göbek isim takıverdi. Ne yaparsınız ki böylesi kişilerin karakterini ölçmek için illaki siyasete girmelerini beklemeyeceksiniz... Onu önceden keşfedip siyasi yönelmelerini keşfedeceksiniz. Yoksa o parti ayakta durmaz ve anında yıkılır. Tıpkı MHP gibi. Bugün Özgür Özel CHP'ye çok güzel yönetiyor ve halkın diliyle konuştuğu için... Diplomatik dilden uzak durduğu için seçimi önde götürecek... Ara sıra ayak bağı olanlar çıkacaktır. Tıpkı Gürsel Tekin gibi... Ama bir şey değişmedi, çünkü CHP İl Başkanlığı binasını Bahçelievler'e taşıma kararı aldı. Ve Gürsel Tekin o gittiği binada boş odalarda yatsın kalksın... Yerleri silsin ve süpürsün. Bir de o binada bulunan camlardan birini açarak şöyle bir baksın... "Ulan ben ne yaptım da böyle oldu?" diyerek özeleştiride bulunsun. Tabii bulunur mu?.. Hiç sanmıyorum. Çünkü bulunmuş olsaydı zaten orada baba ocağına polis terörüyle saldırmazdı. Ama şunu unutmasın ki her ne kadar AKP'nin tuzağına düştüyse... Her ne kadar AKP'nin muhalefeti ayağa düşürmek için senin gibileri kullanırsa kullansın... CHP o binayı satar, eder, ne ederse eder o binayı yok eder... Ve İl Başkanlığını başka bir semet taşıyarak seni ve AKP'yi yarı yolda arabadan indirir. Hadi başka kapıya Gürsel Tekin...