Ökkeş Ağaoğlu
CUMHUR ittifakının adamı Kıbrıs'ta seçimi kaybedince deliye dönen ve ne yapacaklarını bilemeyen Erdoğan ve Bahçeli, siyaseten bocalamaya başladılar. Öyle ki Bahçeli, "Kıbrıs'ı Türkiye'ye katmalıyız" diyerek yenilginin hazımsızlığını hissettirdi...
Ama şunu kabul etmeliler ki, Kıbrıs'ta bugüne kadar yapılan seçimler ve siyasi gelişmelerden sonra... Akdeniz'de petrol aramaları yapanlara karşı Türkiye'nin cılız kalması ve Kıbrıslı Türklerin sesini çıkaramaması zaten yenilginin gölgesini oluşturmuyor muydu?.. Bugün Devlet Bahçelli Kıbrıs'ta Özgür Özel'in desteklediği adayın kazanmasını kabul edemiyor... Oysa siyaset alanında kazananı tebrik etmek vardır... Hatta bu yenilgi değildir... Bu, siyaseti iyi okuyamamanın bir resmidir... Bu resmi kabul etmeyen ve Kıbrıs'ı Türkiye'ye katma çabasını dile getiren Bahçeli, acaba Yunanlıların adaları alarak ve o adaları silah deposu haline getirerek askeri stratejik üstünlüğünü kaptırmamızı nasıl hazmedebiliyor?.. Neden o adalar için bir tek konuşma yapmıyor?.. Ayrıca Kıbrıs'taki seçimde Yunanistan'ın bir rolü yok ki sen Kıbrıs'ı Türkiye'ye katma kararı alıyorsun... Hani adada bir tehlike oluşur... Yunanistan Kıbrıslı Türkler için bir tehlike olmaya başlar, işte o zaman bu siyasi kurnazlığını yap... Ama bugün Kıbrıs Türk kesiminde normal seçimler yapılmışsa... Ve bu seçimlerde kavgasız dövüşsüz bir seçim meydana gelmiş ise... Centilmence bir seçim olmuşsa, buna sevinmeniz gerekmiyor mu?... Ama hayır... İşin içinde ittifak var... Ve bu ittifakın da yenilgiye karşı hazımsızlığı var... Çünkü alışmışlar kayyum atamalarına... Nasıl ki Özgür Özel'in desteklediği aday Kıbrıs'ta seçimi kazandı ise, hemen bu yenilgiyi kazanca çevirebilmek için Kıbrıs Türk kesimini Anadolu'nun bir ili yapmayı... Ve bugün seçilen cumhurbaşkanını görevden alıp, onun yerine kayyum ataması yapmayı düşünmeye başladılar... Bu kadar basitliğe... Bu kadar hazımsızlığa... Bu kadar yenilgiyi centilmence göğüslemeyene ne derler?.. Tabii ki de acemi çaylak derler. Neden mi?.. Yapılan şey yanlış... İstenen istek yanlış... Stratejik açıdan yapılmak istenen olay tehlikeli... Ve Kıbrıslı Türklerin alıştığı siyasi sistemi yerinden oynatmak büyük bir sorumsuzluk...
TÜRKİYE'DE EKONOMİYİ ALLAK BULLAK EDEN... CUMHUR İTTİFAKI OLMANIN KOLAYLIĞINI KAMU MALLARIYLA HAR VURUP HARMAN SAVURURKEN SİZE KİM GÜVENİR?.. Çünkü siz daha Türkiye'nin ekonomisini nasıl berbatlaştırdığını kabul etmiyorken... Nasıl olur da Kıbrıs'ı da Türkiye'nin bir ili yaparak o kalabalığı ayrı bir yük olarak sırtlayacaksınız?.. Sırtlayamazsınız.... Bu o kadar kolay değil... Zaten hatalarla yürüttüğünüz Meclis siyasetinin yok ettiniz... Meclis'in saygınlığına darbe vurdunuz... Bu yetmiyormuş gibi, Meclis'e bebek katili Apo'yu da getirtmek için kamuoyunun nabzını yokluyorken... Bu kadar hatanın içine bir de Kıbrıs stratejisini mi katacaksınız?.. Siz ne yaptığını bilemeyen acemi siyasetçiler oldunuz... Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin güzelliklerine güzellik katamadınız... Aksine Atatürk'ü kötülemek için her türlü hakareti yapmaktan da çekinmediniz... Hatta ülkeyi öyle bir hale getirdiniz ki, PKK'lı teröristlerin göstermelik yaktıkları 30 - 40 tane silahı yakmalarını göstererek güya teröristlerin silahlarını bıraktığı hayalini insanlara aşılamaya çalıştınız... Olur da, böyle yalan olur mu?... Bizim bildiğimiz silah bırakma olayında devletin yetkilisi geniş güvenlik bölgesinde durur... PKK'lı binlerce terörist silahlarını bırakarak kamyonlara bindirilir... Ve hepsi tek tek cezalarını çekmek üzere ilk önce mahkeme salonlarına... Oradan da cezaevine götürülür... Silah bırakmada devletin gücü böyle işler... Siz ne yapıyorsunuz?.. PKK'lılar ailelerine kavuşsun diyerek naylon konuşmalar yaparak kamuoyundan artı puan alıp CHP'nin önüne geçmeye çalışıyorsunuz... Biz de bunu yedik, öyle mi?.. Bu yapılan acemice çalışmaları kimse yemedi... Bugünden sonra yemez de...
KIBRIS TÜRK KESİMİNİ ALDIĞINIZ SAÇMA SAPAN KARARLARLA ÖYLESİNE TEHDİT ETMEYE BAŞLADINIZ Kİ, KIBRISLILAR ASLA SİZİ İSTEMEZDİ... VE BUNDA DA HAKLILAR... Kıbrıs'ta seçimi tanımayan ve bu konuda hiçbir zaman centilmen olamayan Cumhur ittifakının açıklamasına (daha doğrusu Bahçeli'nin yaptığı açıklamaya) dayanamayan Kalem Kıbrıs İYi ALIŞTINIZ SEÇIMLERI TANIMAMAYA... Kalem Kıbrıs Genel Yayın Yönetmeni ve Basın Emekçileri Sendikası (BASIN-SEN) Başkanı, gazeteci Ali Kişmir, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, grupta yaptığı konuşmasındaki "KKTC 82. il olmalıdır" açıklamasına karşılık olarak şu karşılığı vermişti: "Bak Devlet Bey, Kıbrıs’ı biz Kıbrıslılar değil sizin atalarınız çıkarları için satıp kaçmıştı… Bu topraklarda bugün Türkiye Bayrağı dalgalanabiliyorsa, bunu satıp ortada bıraktığınız Kıbrıslı Türklerin direnişine borçlusunuz… O nedenle haddini bil! İyi alıştınız seçimleri tanımama ve kayyum atama modeline!.. Bu toplumun iradesi ortada, sen önce 81 ilinde halkının iradesi ile seçilen belediye başkanlarına saygı duymayı öğren sonra 82. İlin neresi olması gerektiğini düşünürsün…" KKTC Basın Sendikası Başkanı Ali Kişmir, Bahçeli'nin sözlerine Kıbrıs'ta büyük bir tepki olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Devlet Bahçeli'ye oy oranından bahsediyor. Katılım oranı yüzde 62.83. Sayın Devlet Bahçeli 'bu kadar düşük katılımla seçimin kaderi belirlenemez' diyor. Peki bir dönem önce yüzde 57.41 ile Sayın Tatar seçildiğinde niçin bu tavrı ortaya koymamıştı? Haddini aşan ve bizi üzen, Kıbrıs Türklerini üzen ama kendisinden de açıkçası beklediğimiz bir açıklamaydı. Çok da ciddiye alıyor mu Kıbrıs Türk siyaseti Sayın Devlet Bahçeli'yi? Açıkça söyleyeyim almıyor." ASLINDA KIBRISLI TÜRKLER, CUMHUR İTTİFAKINA NEDEN KARŞI BİLİYOR MUSUNUZ? Şunun için: 1) Ersin Tatar'ın kaybetmesinin nedeni, Kıbrıslılar AKP ve MHP'nin koalisyon yapısını istemiyor... 2) Hele ki bunun yanında Kıbrıs'a sürekli seçim turu yapan AKP'nin Kıbrıs'taki özgür seçim ortamına aşırı karıştıkları gerekçesiyle iktidara karşı geliyorlar... 3) Kıbrısıların Cumhur ittifakını ve bu ittifakın adayı olan Ersin Tatar'ı desteklemeleri bu adayın seçimi kaybetmesine neden oldu... 4) Son dönemlerde adada çıkan bahis olayları... 5) Falyalı cinayeti ve Kıbrıs'ın kara para cenneti olma olasılığı o kadar artmıştı ki, bu gelişmelerin üzerine AKP'nin Kıbrıs'a olan ilgisinin artması bölge halkını oldukça rahatsız ediyordu... 6) AKP'nin yavaş yavaş siyasal İslam giyim kuşam tarzının adaya yerleşmesi için olağanüstü çaba harcaması... 7) Daha bu yetmiyormuş gibi liselerde türban meselesini sınıflara sokmaya çalışması Cumhur ittifakının istenmeyen koalisyon olarak kabul edilmesine yol açmıştı... 8) Türkiye'deki halkın olağanüstü rahatsızlığının ve fakir bırakılarak sefil bir hayatı yaşatmalarından hiçbir zaman rahatsız olmayan AKP'yi ve onun siyasi değneği MHP'yi istememeleri gayet normal değil mi?.. Şimdi hatırlatmak isteriz, "Turpun büyüğü kim'miş?" Kıbrıs'ta saçma sapan kararlarla "Ben istediğimi yaparım" diyerek hava atıp, yalaka basını arkasına aldığı halde Kıbrıs'ta adayının kaybetmesiyle yenilgiye uğrayan kim'miş?.. Ve bunun aynısı Türkiye'de seçimlerde olacak... Ve arkanıza bakmadan o makamlardan in(dirilecek)siniz...